bilim ve ilim

Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki iki kozmonot, 6 saat sürmesi planlanan uzay yürüyüşü boyunca tamirat yapacak.

Rus kozmonotlar Fyodor Yurçihin ile Mihail Kornienko, tamir amacıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan (UUİ) ayrılarak uzay yürüşüyüne başladı.

Rusya'nın başkenti Moskova'nın hemen dışındaki Rus Görev Kontrol Merkezi'nden yapılan açıklamada, Yurçihin ve Kornienko'nun bugün sabah saatlerinde uzay yürüyüşüne çıktıkları bildirildi.

Açıklamada, iki kozomonotun UUİ'ye kenetlenen Otomatik Transfer Araçları adı verilen Avrupa Uzay Ajansı'ndan gönderilen erzak gemilerini gözlemlemek amacıyla kullanılan bir video kamerayı değiştirecekleri belirtildi.

Ayrıca UUİ ile Rus yapımı Rassvet modülünü birbirine bağlayan kabloları yerleştirecek olan kozmonotların, çalışmalarını tamamlamak için 6 saat kadar uzayda kalmaları bekleniyor.


haber 2: Maddeyi atomik ve moleküler seviyede kontrol eden nanoteknoloji ile kanserin erken teşhisi ve kişiye özel tedavisi için yürütülen çalışmalar umut veriyor.

Maddeyi atomik ve moleküler seviyede kontrol eden nanoteknoloji ile kanserin erken teşhisi ve kişiye özel tedavisi için yürütülen çalışmalar umut veriyor. Emory Kanser Nanoteknoloji Merkezi Direktörü Prof. Dr. Shuming Nie, son araştırmasında nadir kanser hücrelerini tespit etmeyi başardı.

Nanoteknoloji ile kanser görüntüleme, moleküler tanı ve hedefli tedavi uygulamaları için yaptığı araştırmalarla dikkati çeken ve ABD Ulusal Kanser Enstitüsünün de destek verdiği Prof. Dr. Shuming Nie, ABD-Türkiye İleri Araştırmalar Enstitüsü'nün Antalya'nın Kumluca ilçesine bağlı Adrasan beldesinde düzenlediği ''Global Sağlıkta Fırsatlar ve Zorluklar'' konulu foruma katıldı.

Türkiye'ye ilk kez gelen biyomedikal ve kimya mühendisi Prof. Dr. Nie, milimetrenin milyonda biri büyüklüğündeki yapılara yeni sentez özellikleri kazandıran nanoteknoloji ile kanserin erken teşhisi ve tedavisi için değişik ülkelerdeki laboratuvarlarda yürütülen çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Araştırmalarıyla nano-parçacıklarının tıpta kullanımına büyük katkı yapan Nie, kanser hastalarında erken teşhisin önemine işaret etti. Moleküler seviyedeki yeni teknolojilerin kanserin erken teşhisi ile birlikte tedavisi için de umut taşıdığını belirten Nie, ''Tedavide iki şey yapmak istiyoruz; ilki ameliyat sırasında sadece tümörleri vücuttan kazımak, ikincisi ise kişiden alınan moleküllerle ona özel ilaç geliştirmek'' dedi.

Nano-parçacıklar ile geliştirilecek kişiye yönelik ilaçların sağlık harcamalarını da düşüreceğini ifade eden Nie, ''Nano-parçacıkların kanserin erken teşhisine yönelik ilk klinik uygulamaları başladı. Kesin tedavi için beş yılda önemli gelişmeler olacak. Bu teknoloji ile 5 yılda kanserin erken teşhisi mümkün olabilecek, 10 yıl içinde de tümörü bularak tedavi edecek'' diye konuştu.

Nanoteknolojinin tıpta kullanımının politik malzeme yapılmamasının önemine işaret eden Nie, her ülkede bu tanı ve tedavilerin standardize edilmesi gerektiğini vurguladı.

NADİR GÖRÜLEN KANSER HÜCRELERİNİ TESPİT ETTİLER
Prof. Dr. Nie, son olarak hodgkin (hoçkin) hastalığı olarak da bilinen hodgkin lenfomanın erken teşhisine yönelik çalışmasıyla dikkati çekti. Nie'nin de aralarında bulunduğu Emory ve Georgia Tech bilim adamları, kuantum noktalar olarak bilinen ayarlanabilir floresan (fosforlu) nano parçacıkların nadir görülen kanser hücrelerini tespit edebildiklerini ispatladılar.

Farelerde yapılan araştırmada, antikorlara bağlanan çok renkli kuantum noktalarının, hodgkin lenfomasının karakteristik özelliği olan reed sternberg hücrelerini nasıl ayırt ettikleri gösterildi. Kuantum noktaları ışıkla etkileştiklerinde değişik renklerle kanserli fare hücrelerini gösterdi.

Kullandıkları çok renkli kuantum nokta lekeleme metoduyla kötü huylu kanser hücrelerinin, heterojen doku örneklerinden hızlı ve doğru bir şekilde ayırt edildiğini belirten Nie, bu yöntemin hodgkins ile sınırlı olmadığını, kanser kök hücrelerinin teşhisini de sağladığını kaydetti.

Nanometrik büyüklükte yarı iletken kristaller olan kuantum noktalarının benzersiz kimyasal ve fiziksel özellikler taşıdıklarını dile getiren Nie, bunların kanserli hücrelerin yüzey veya iç yapılarındaki moleküler oluşumu saptayan antikorlara kimyasal yolla bağlanabildiklerini söyledi.

Nie, kuantum nokta ile yüzey veya genetik esaslı kanser hücrelerinin ayırt edilebileceğini, bunun da hedefe odaklı tedavi için iyi bir gelişme olacağını sözlerine ekledi

haber 3: Türk Dil Kurumu'na göre yazılışı ''egzoz'' olan sözcüğü doğru yazan çok çıkmadı... Bu kelimenin tabelalarda farklı şekillerde yer alması hem ilginç, hem de komik görüntüler oluşturuyor.


İçten yanmalı motorlarda yanan akaryakıtın boşaltılmasını sağlayan düzeneğe verilen isim olarak tanımlanan egzoz, İngilizce'de ''exhaust'' olarak kullanıyor.

Türkçe'deki kullanımı ise Türk Dil Kurumuna göre ''egzoz'' olarak belirtilen sözcüğün, özellikle sanayi sitelerindeki iş yerlerine ait tabelalarda birbirinden farklı şekilde yazılması dikkat çekiyor.

Trabzon Sanayi Sitesindeki iş yerlerinin çoğunda ''egzoz'' kelimesinin yanlış yazıldığı gözlendi. Sitedeki bir iş yerine ait iki ayrı tabelada ''egzoz'' kelimesinin hem birbirinden farklı hem de yanlış yazılması örneklerden sadece birini oluşturuyor. Sitede yer alan çok sayıdaki tabela üzerinde doğru kullanımı ''egzoz'' olan sözcüğün yerine, ''egzost, eksöz, eksoz'' yazılması hem ilginç hem de komik görüntüler oluşturuyor.

İNTERNETTE TARTIŞMA KONUSU OLDU

Sözcüğün yazımı konusunda internet üzerindeki paylaşım sitelerinde farklı görüşler savunuluyor.

Paylaşım sitelerinden Facebook'ta bir tartışma grubunda sözcüğün tartışılması için açılan ''İddia ediyorum en çok farklı şekillerde yanlış yazılan sözcük budur: EGZOZ'' bu tartışmalardan yalnızca birisi.

Konuyu başlatan Ömer Kurt isimli kişi, ''Doğru yazana çok ender rastladım. Benim anlayamadığım konu ise bu yazım şekilleri ile iş yeri ruhsatı alırken oradaki görevliler 'bunun doğru yazılışı egzoz, başka türlü isim alamazsın' niye demiyorlar'' ifadelerini kullanırken, tartışmaya katılan diğer bir kişi Michelle Sinikkaya ise ''Bu kelimenin İngilizce aslı ''exhaust'' ve Türkçe'ye en yakın egzost olarak yazılması gerekir'' düşüncesini savunuyor.

Batı kökenli sözcüğün okunuşu ve yazılışı sırasındaki en çok hataya düşülenleri arasında ise şunlar yer alıyor:

''Egzos, egsoz, egsos, ekzoz, ekzos, eksoz, eksos, egzozt, egzost, egsozt, egsost, ekzost,eksozt, eksost, eksöz''

0 yorum:

Yorum Gönder